4/22/2015

HİJYEN DELİSİ ANNELERE

Kısa adı URECA olan araştırma, Baltimore, Boston, New York ve St. Louis’ de şehir içinde yaşayan yoksul ailelerin 467 çocuğunun anne rahminden 3 yaşına gelene kadar takip edilmeleri suretiyle gerçekleştirildi.

Bebeklerin evleri ziyaret edilerek alerjenlerin türleri ve miktarları ölçüldü; evlerin dörtte birinde ev tozlarındaki bakteri muhtevası da araştırıldı.
Tüm verileri mevcut olan çocukların
% 44’ ünün en azından bir alerjene karşı duyarlı oldukları,
% 36’ sının tekrarlayan hırıltılı solunumları ve
% 9’ unun egzaması olduğu belirlendi.

Alerjenlere maruz kalmadan büyüyen çocuklarda
hırıltılı solunumun üç misli fazla olduğu,
Temiz evlerde büyüyen çocukların
% 51’ inin,
hayatlarının ilk senesini her üç alerjenin de bulunduğu evlerde geçirenlerin ise
sadece % 17’ sinin etkilendiği tespit edildi.

Evlerinde bakteri çeşitliliği fazla olan çocukların 3 yaşına geldiklerinde alerji ve hırıltılı solunum gelişiminin daha az olduğu görüldü.

3 yaşında hırıltılı solunum ve alerjisi olmayan çocukların; en fazla alerjen ve bakteri çeşitliliği bulunan evlerde yaşadıkları ortaya çıktı.
 
Astım nasıl ortaya çıkıyor?
Astımın ortaya çıkmasında “genetik yatkınlık” ve “çevresel faktörlerin” rolü var. Etkisi daha bebek anne karnında iken başlayan çevresel faktörlerin astım gelişimini kolaylaştıranları ve geciktiren veya engelleyenleri var. Mesela bebeğin evinde sigara içiliyor olması, hava kirliliği, sezaryen doğum, sık antibiyotik kullanımı astımın ortaya çıkmasını kolaylaştırırken, anne sütü ile beslenme, evcil hayvanlarla iç içe büyüme, tabii enfeksiyonlar gibi etkenler ise hastalığın gelişimini önlüyor.
Hijyen hipotezi bir kere daha doğrulanıyor!
Bu araştırmadan çıkan temel sonuç “bebekler evlerinde ne kadar fazla alerjene ve ne kadar fazla bakterilere maruz kalıyorlarsa bunlarda astım ve alerjilerin o kadar az görülmesi”. Hayatlarının ilk yıllarında bakterilere daha fazla maruz kalan çocuklarda astımın daha seyrek görüldüğü konusunda fikir birliği vardır. Köylerde, çiftliklerde evcil hayvanlarla yakın temasla yaşayan, antibiyotik verilmeyen, çocukluk aşıları yapılamayan, kalabalık ailelerde büyüyen çocukların karşılaştıkları bakterilerin bağışıklığı kuvvetlendirdiği ve böylece alerjik hastalıkları önlediği bilinir. Bunun tam aksine sezaryenle dünyaya gelen, doğduğu günden itibaren sayısız aşı yapılan, çok sık antibiyotik verilen, dezenfektanlarla temizlenen evlerde yaşayan, kardeşi olmayan dolayısıyla da bakterilerle teması çok az olan çocuklarda ise astım ve alerji riski çok yüksektir.
Buna tıpta “hijyen hipotezi” adı veriliyor.
Ne kadar çok alerjen o kadar çok alerji diye bilirdik ama...
Fazla alerjen (kedi, fare, hamam böceği, polen) bulunan evlerde büyüyen bebeklerde astıma daha az rastlanması sonucu ise önceki bilgilerle çelişiyor.
Alerjik duyarlılığın oluşumu ile bebeğin maruz kaldığı alerjen miktarının doğrudan ilişkili olduğu, maruz kalınan alerjen miktarı ne kadar fazla ise astım riskinin de o kadar yüksek olduğu bilinirdi.
Astımın bu grupta daha fazla olmasını etkileyen başka faktörler de dikkate alınmalıdır.
Mesela, alerjenlerin daha fazla bulunduğu evlerde daha çok sigara içiliyor veya bu evlerde stres daha fazla olabilir.
Evlerinde fazla miktarda kedi, fare ve hamam böceğine karşı alerjen tespit edilen evlerde büyüyen bebeklerin ailelerinin sosyo-ekonomik durumunun farklı olması da önemli olabilir.
Tüm bunlar astımın ortaya çıkmasında önemli rolü olan etkenlerdir.

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder