Bebeklerin
evleri ziyaret edilerek alerjenlerin türleri ve miktarları ölçüldü; evlerin
dörtte birinde ev tozlarındaki bakteri muhtevası da araştırıldı.
Tüm verileri
mevcut olan çocukların
% 44’ ünün en azından bir alerjene karşı duyarlı
oldukları,
% 36’ sının tekrarlayan hırıltılı solunumları ve
% 9’ unun
egzaması olduğu belirlendi.
Alerjenlere maruz kalmadan büyüyen çocuklarda
hırıltılı solunumun üç misli fazla olduğu,
Temiz evlerde büyüyen çocukların
% 51’ inin,
hayatlarının ilk senesini her
üç alerjenin de bulunduğu evlerde geçirenlerin ise
sadece % 17’ sinin
etkilendiği tespit edildi.
Evlerinde bakteri çeşitliliği fazla olan çocukların 3 yaşına geldiklerinde alerji ve hırıltılı solunum gelişiminin daha az olduğu görüldü.
3 yaşında
hırıltılı solunum ve alerjisi olmayan çocukların; en fazla alerjen ve
bakteri çeşitliliği bulunan evlerde yaşadıkları ortaya çıktı.
Astım nasıl ortaya çıkıyor?
Astımın
ortaya çıkmasında “genetik yatkınlık” ve “çevresel faktörlerin” rolü var. Etkisi daha
bebek anne karnında iken başlayan çevresel faktörlerin astım gelişimini
kolaylaştıranları ve geciktiren veya engelleyenleri var. Mesela
bebeğin evinde sigara içiliyor olması, hava kirliliği, sezaryen doğum, sık
antibiyotik kullanımı astımın ortaya çıkmasını kolaylaştırırken, anne sütü ile
beslenme, evcil hayvanlarla iç içe büyüme, tabii enfeksiyonlar gibi etkenler
ise hastalığın gelişimini önlüyor.
Hijyen hipotezi bir kere daha
doğrulanıyor!
Bu
araştırmadan çıkan temel sonuç “bebekler evlerinde ne kadar fazla alerjene ve
ne kadar fazla bakterilere maruz kalıyorlarsa bunlarda astım ve alerjilerin o
kadar az görülmesi”. Hayatlarının
ilk yıllarında bakterilere daha fazla maruz kalan çocuklarda astımın daha
seyrek görüldüğü konusunda fikir birliği vardır. Köylerde,
çiftliklerde evcil hayvanlarla yakın temasla yaşayan, antibiyotik verilmeyen,
çocukluk aşıları yapılamayan, kalabalık ailelerde büyüyen çocukların
karşılaştıkları bakterilerin bağışıklığı kuvvetlendirdiği ve böylece alerjik
hastalıkları önlediği bilinir. Bunun tam
aksine sezaryenle dünyaya gelen, doğduğu günden itibaren sayısız aşı yapılan,
çok sık antibiyotik verilen, dezenfektanlarla temizlenen evlerde yaşayan,
kardeşi olmayan dolayısıyla da bakterilerle teması çok az olan çocuklarda ise
astım ve alerji riski çok yüksektir.
Ne kadar çok
alerjen o kadar çok alerji diye bilirdik ama...
Fazla
alerjen (kedi, fare, hamam böceği, polen) bulunan evlerde büyüyen bebeklerde
astıma daha az rastlanması sonucu ise önceki bilgilerle çelişiyor.
Alerjik
duyarlılığın oluşumu ile bebeğin maruz kaldığı alerjen miktarının doğrudan
ilişkili olduğu, maruz kalınan alerjen miktarı ne kadar fazla ise astım
riskinin de o kadar yüksek olduğu bilinirdi.
Astımın bu grupta
daha fazla olmasını etkileyen başka faktörler de dikkate alınmalıdır.
Mesela,
alerjenlerin daha fazla bulunduğu evlerde daha çok sigara içiliyor veya bu
evlerde stres daha fazla olabilir.
Evlerinde
fazla miktarda kedi, fare ve hamam böceğine karşı alerjen tespit edilen evlerde
büyüyen bebeklerin ailelerinin sosyo-ekonomik durumunun farklı olması da önemli
olabilir.
Tüm bunlar
astımın ortaya çıkmasında önemli rolü olan etkenlerdir.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder