Zayıflamak zor değil! Ama sağlıklı zayıflamak ve bunu koruyabilmek zor… Düşünün bugün yediklerinizi yarı yarıya azalttığınızda zaten zayıflarsınız. Amayağlarınız dururken gücünüzü, kasınızı kaybedersiniz. Zayıf ama bitkin görünürsünüz. Zayıflamaya çalışırken yapılan en büyük yanlışlardan biridir bu! Aklınızda yiyemedikleriniz olduğunda, bir gün gelir isyan edip, özlediğiniz yiyecekleri yerken bulursunuz kendinizi.
Kendimize sormamız gereken soru; hem besleneceğiz, hem güç kaybetmeyeceğiz, hem de sağlıklı zayıflayacağız. Hatta zayıflığımızı koruyacağız. Ama bu çok güç gözüküyor, bunu nasıl başaracağız?
İşte tüm bunlar için besin takviyelerinden yardım almamız gerekiyor. Tok kalmamıza yardımcı olurken yağlarında yakılmasına yardımcı olan, bunun yanında da güç kaybımızı, kas kaybımızı engelleyen besin takviyeleri!
Kas kaybı önemli bir konu. Hem yağdan kilo vereceğiz hem de kas kaybetmeyeceğiz. Hem tok kalacağız hem de abur cubur ya da zararlı şeker, karbonhidrat gibi besinleri istemeyeceğiz. Gerçekten zor gibi gözüküyor değil mi? Sadece öyle gözüküyor. Besin takviyelerinden aldığımız destekle işimiz çok kolaylaşıyor bunu unutmayalım.
Örneğin; Tok kalmamızı sağlayacak olan Pysllium. Pysllium lifleri bol su ile birlikte alındığında tokluk hissi yaratır. Hatta sadece bununla da kalmaz atık maddeleri emerek bağırsak hareketlerini de düzenler. Yağ emilimini azaltıp kolestrol kontrolüne bile destektir. Diyelim ki karbonhidratlardan yani makarna börek, şekerden uzak duramıyoruz. Alacağımız krom takviyesi ile iştahımız kontrol altındadır. Kan şekerimiz de düzenlenmiştir. Böylece hem tok kaldık hem de zararlı şeker, pasta börek de canımız istemeyecek.
Bunlar yeterli mi gibi bir soru gelebilir aklınıza. Tabii ki yetmeyecek. Bunlar güç kaybını kısmen engeller. Enerji üretimini, arttıran Acetyl L-carnitine ve bir turunç özü olan Citrusaurantıum tavsiye ediliyor. Her ikisi de yağların yakılarak enerjiye çevrilmesinde rol oynar. Ayrıca Citrusaurantium beyinde iştah kontrolünde de etkilidir. Bu ikisine bir de yeşil çay ekledik mi hem termogenic etki göstererek yağların yakılmasını hem de ödemin atılmasını sağlarız.
Yağımızı yaktık, gücümüzü koruduk. Peki ya kaslarımızı nasıl koruyacağız? Tüm diyetisyenlerin onayladığı çözüm; CLA… Yani Conjugated Linoleic Acid.
CLA ile zengin beslenme programlarında yağ oranı azalırken kas yapısının korunduğu hatta arttığı görülmüştür. Verilen toplam vücut ağırlığı beden ölçüsüyle oranlandığında daha azmış gibi dururken, son derece sağlıklı ve fit bir görünüm olur.
Bunun sebebi yağ oranı azalırken kas oranının artmasıdır. 500 gr yağ ile 500 gr kas aynı hacimde değildir.
Kısaca sağlıklı zayıflamak ve sağlıklı zayıf kalabilmek için diyetisyenlerin “CLA takviyeli diyet önerilerine” kulak vermenin tam zamanı…
Vücudun filtresi temizlenmeden; zayıf kalmak, hayal!
Karaciğer en önemli organlarımızdandır. Normal kan şekeri seviyesinin sağlanmasında çok gereklidir. Vücuda alınan besinleri parçalamak ve kanda oluşan maddeleri gerektiğinde temizlemek, karaciğerin görevidir. Kısaca karaciğer vücudun filtresidir. Sağlıklı olmayan, düzgün çalışmayan, kirli olan bir karaciğerde; kan temizlenmediği için kalp-damar sistemi zarar görür. Toksinleri temizleyemediği için vücut yağlarının enerji üretimi yavaşlar. Kilo alımı başlar.
Kişiler; kendini sürekli yorgun hisseder. Hatta ciltlerinde bile gözle görülür deformasyonlar ve yağlanmalar başlar. Karaciğer ile ortak çalışan safra kesesi de etkilenir. Karaciğerden günde 4 bardak kadar safra salgılanır. Salgılanan bu safra ile yağların sindirimi kolaylaşır. Ama düzgün çalışmayan bir karaciğerde sindirim zorlaşır.İşin kötüsü karaciğer fonksiyonları iyice yavaşlamadan harabiyetini de anlamayabiliriz.
Karaciğerin düzgün çalışıp çalışmadığını nasıl anlayacağız?
Bazı soruları soralım kendimize;
*Yemeklerden sonra mide şişkinliği ve yorgunluk hissediyor muyuz? | *Yağlı gıdaları hazmetmekte zorlanıyor muyuz?
*Yedikten kısa bir süre sonra acıkıyor muyuz? | *Sabahları yorgun mu uyanıyoruz? | *Sabahları ağzınızda pas tadı ve kötü kokan bir nefesle mi uyanıyorsunuz?
*Cilt döküntüleri, egzama ve alerjileriniz var mı? | *Ciltte sivilceler hatta çıbanlar var mı? | *Çok fazla ilaç kullanıyor muyuz?
*Kolay kilo alıp zor mu veriyoruz? | *Kolestrol veya diabet hastası mıyız? | *Sigara, alkol kullanıyor muyuz?
*Egzos dumanına maruz muyuz? | Bu sorulardan 2-3 tanesine bile evet deniyorsa mutlaka karaciğer temizliği yapılmalıdır.
Karaciğeri hem temizlemek hem de korumayı amaçladığımız da önemli bir bitki olan Milkthistle / Deve Dikeni olmalı. MilkThistle karaciğer dostu silimarin içerir. Bitkinin bir çok ortamda faydaları kanıtlandı ve tıp otoriteleri de ikna oldu. MilkThistle yani silimarin; hepatit ve siroz tedavisine bile destek olarak kullanılmaktadır.
Ancak burada dikkat çekmemiz gereken konu her milkthistlesilimarin değildir. Silimarinin yani milkthistle’ın etkinliğini arttıran Artichoke / Enginar Yaprağı ile birlikte kullanılmasıdır. Artichoke / Enginar Yaprağı; safra üretimini arttırarak sindirime ve metabolizmayı hızlandırmaya yarıyor. Alkol, sigara, ilaçlar ve toksinlerin karaciğer üzerindeki hasarı önlüyor.
Karaciğerin düzgün çalışmamasının sonucu; yorgunluk, kalp damar hastalığı, karaciğer yağlanması, potansiyel diyabetli, hipertansiyonlu olmak demektir. Eğer kolay kilo alıp zor veriyorsak, sık acıkıyorsak, yemek sonrası yorgunluk hali, cilt sorunları, karaciğer yağlanması, bel çevresinde genişleme varsa insülin direncinden söz edebiliriz. Karaciğer görevini yapamadığı için salgılanan insülin enerji kaynağı olarak kullanılmıyor. Özellikle göbek çevresinde yağ olarak depolanıyor.İnsülin direnci olan kişilerin zayıflaması çok zordur. Ciltte kahverengi lekeler, sedef, egzama hatta yetişkinlerde görülen inatçı akneler de karaciğer yıpranmasına bağlı sorunlardır.
Silimarine ek olarak zerdaçal da önerilmektedir. Zerdeçal; turmeric yada curcumin diye geçer. Zerdeçal antioksidan özelliğiyle karaciğeri korurken antienflamtuar özelliğiyle de karaciğerin yağlanmasını önler.
Karaciğere eşlik eden safra kesesinin etkinliğini arttıran dandelion yani karahindibada bu karışıma eklenmiş. Safra salgısını arttırarak karaciğer tembelliğini ve yağlanmasını önler ve koruyucudur. Özellikle çağımızın hastalığı olarak düşünülen insülin direnci için bu karışım iyi bir çözümdür.
Karaciğere eşlik eden safra kesesinin etkinliğini arttıran dandelion yani karahindibada bu karışıma eklenmiş. Safra salgısını arttırarak karaciğer tembelliğini ve yağlanmasını önler ve koruyucudur. Özellikle çağımızın hastalığı olarak düşünülen insülin direnci için bu karışım iyi bir çözümdür.
Karaciğeri temizlemek kadar böbrekleri de temizlemek önemlidir. Böbrekler vasıtasıyla boşaltılan idrar birçok toksin barındırır. Atılmayan bu toksinler vücutta birikir. Kısaca vücudu zehirler.
Bol su içmek tabiî ki detoxun ana kaynağı! Ama yeterli süzme işlemi yapamayan bir böbrekte ödem yapması da kaçınılmaz. Ellerde, ayakta, yüzde ödem… Maydanoz bu konuda harika bir bitki. Hatta biraz önce söz ettiğimiz dandelion yani karanhindibada. Her ikisi de harika ödem çözücülerdir ve böbrekte biriken toksinlerin atılmasında faydalıdır.
Ancak dikkat edilmesi gereken mineral kaybı yaşamamak!
Ama bu iki harika bitkiye birde frenk inciri yani pricklypear kaktüs eklersek vücutta mineral kaybı yaratmadan diüretik etki göstermesini sağlarız. Bu kombinasyonun güzel başka bir etkisi de var. Kadınların korkulu rüyası selülit tedavisinde de kullanılır. Sadece ödem atmakla, böbrek detoksu kısıtlı değil. İçeriğindeki Uvaursi yani ayı üzümü sayesinde de idrar yolları antiseptiği. Özellikle sık seyahat edenler, umumi tuvalet kullananlar mesela plazalarda çalışanların en çok şikâyet ettiği konu sık tekrarlanan idrar yolları enfeksiyonlarıdır.
Ancak dikkat edilmesi gereken mineral kaybı yaşamamak!
Ama bu iki harika bitkiye birde frenk inciri yani pricklypear kaktüs eklersek vücutta mineral kaybı yaratmadan diüretik etki göstermesini sağlarız. Bu kombinasyonun güzel başka bir etkisi de var. Kadınların korkulu rüyası selülit tedavisinde de kullanılır. Sadece ödem atmakla, böbrek detoksu kısıtlı değil. İçeriğindeki Uvaursi yani ayı üzümü sayesinde de idrar yolları antiseptiği. Özellikle sık seyahat edenler, umumi tuvalet kullananlar mesela plazalarda çalışanların en çok şikâyet ettiği konu sık tekrarlanan idrar yolları enfeksiyonlarıdır.
Koruyucu amaçla bile kullanılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder