5/28/2015

2020 Sonrasına İleri Sarma

“Physics of the Impossible” (2008) ve “Physics of the Future” kitaplarının yazarı ünlü fizikçi ve fütürist Dr. Michio Kaku 2020 sonrası dünyayı tasvir ediyor...City University of New York profesörü Dr. Michio Kaku’nun geleceğin dünyasıyla ilgili anlattıkları, hem hayatımızın hem de iş dünyasının nasıl şekilleneceğiyle ilgili çarpıcı ipuçları veriyor.

Teorik fizik profesörü olan Kaku, öyle sıradan biri değil. Harvard fizik bölümünü birincilikle bitirmiş ve kendine Einstein’ı örnek alarak onun çalıştığı konularda çalışmış. Şimdilerde kuantumcu, fütürist ve popüler bilimci olarak tanınıyor. Kuantum alanında “Sicim alanı kuramı” ve “süpersicim kuramı” olarak anılan iki önemli teorinin de sahibi. Dünyanın en zeki bilim insanları arasında gösterilen Kaku’nun popüler olmasının nedeni, pek çok radyo ve TV programına katılması, belgesellere konuk olması, makaleler yazması ve New York Times en çok satanlar listesine giren “Physics of the Impossible” (2008) ve “Physics of the Future” (2011) adlı iki kitap... 2014’te ise “The Future of the Mind” adlı kitabını çıkarttı.

Geleceğin teknolojileri ve iş modelleri
Peki, geleceğin teknolojileri hangi teknolojiler? Elbette bilgisayar ve iletişim teknolojileri zaten elde var bir... Diğerlerini ise biyoteknoloji, yapay zeka, nanoteknoloji ve kuantum çağı olarak sayıyor Kaku. Bu aşamadan sonra, tıpkı müzik ve eğlence endüstrisi gibi tüm sektörlerin tek tek dijitalleşeceğini anlatıyor.

Peki, her sektörün “dijitalleşmesi” nasıl mümkün olacak? Yani müzik endüstrisinin, sinemanın, medyanın yaşadığı dijitalleşme süreci örneğin, ulaşım, eğitim, tıp, turizm gibi alanlara nasıl uyarlanacak?

Michio Kaku, bizim de tahminlerimiz doğrultusunda kapitalizmin yeni bir büyüme dalgasına gireceği tarih olan 2020 sonrasında, dünyaya milyarlarca çipin yayılacağını, bu çiplerin yaşam biçimimizi bir daha geri dönülemeyecek şekilde değiştireceğini düşünüyor. Bu döneme de “silikon ertesi çağ” veya “kuantum bazlı bilgisayar çağı” adını veriyor. Kaku’ya göre bilgisayar ve internet 2020 sonrasında hem her yerde, hem de hiçbir yerde olacak.

Halihazırda “Google glass” örneğinde gördüğümüz internet gözlükleri sayesinde “Augmented reality” yani “Artırılmış/zenginleştirilmiş gerçeklik” uygulamaları hayatımızın bir parçası haline gelecek. “Gerçekliğin üzerine sınırsız sanal bilgi bindirilmesi” olarak tarif edebileceğimiz sanal gerçeklik uygulamaları yalnızca internet gözlükleriyle sınırlı kalmayacak. Bilgisayar o denli küçülecek ve esnek hale gelecek ki, gözlük takmak istemeyenler aynı olanağa dijital kontakt lenslerle erişecek. Peki, bu gözlükler ve lensler ne yapacak veya bunlarla ne yapılacak?

Her şeyden önce internet artık gözlüklerimizde ve lenslerimizde olacak. Görüntü tanıma teknolojisi sayesinde gözlüklerimiz yüzleri tanıyacak, tanıdığı yüzlerin kimlik bilgisini, Facebook veya Linkedin hesaplarından alıp gözümüzün önüne getirebilecek. Yurtdışında isek veya bir yabancıyla konuşuyorsak, dinliyorsak konuşma kendi dilimizde altyazı olarak gözümüzün önünden geçecek. Michio Kaku, ses çözümleme ve anında çeviri yazılımlarıyla Çince’den İngilizce’ye artık mükemmel çeviriler yapılabildiğini söylüyor. Kaku’nun öngörüleri yanında aynı teknolojinin kullanıcılara sesli olarak da ulaşacağını düşünüyorum. Yani tıpkı sesli simultane çeviri uygulamaları gibi bir takım artırılmış gerçeklik uygulamalarının sesli olarak kullanımı da yaygınlaşacaktır.

Gözlük ve lensler aynı zamanda dosya görüntülemek, dosya düzenlemek, ürün ve fiyat arama gibi işlerde de kullanılacak. Yani alışverişe çıktığımızda, karşılaştırmalı fiyatlar ve karşılaştırılmış ürün özellikleri hep gözümüzün önünde olacak. Yani kısacası bu teknoloji sayesinde, her birimiz gözünün önünden sürekli bir takım bilgiler geçen birer terminatör gibi olacağız. İnsanların işlerini, hobilerini, ilişki durumlarını anında öğrenirken, yolda bizi bekleyen tehlikeleri, çevremizdeki arkadaşları, hatta nesnelerin arkasını görebileceğiz.

Görüntüleme teknolojisindeki bir diğer değişim de her yeri birer akıllı iletişim mecrası haline getirecek olan esnek ekranlar olacak. Esnek ekranlı cep telefonları, kağıt kadar ince ve ucuz bilgisayarlar hayatımızın bir parçası haline gelecek. Bu sayede duvar kağıtlarımız ihtiyacımız olduğunda bizle konuşacak. Ne mi konuşacak? Bedeninizdeki verileri anında alabilecek robo-doktorlar sağlık durumunuzu izleyecekler ve örneğin duvar kağıdınızdan sizle konuşup sağlığınızla ilgili tavsiyelerde bulunacaklar.

Michio Kaku, bu uygulamaların sağlık harcamalarında ciddi bir düşüş sağlayabileceğini söylüyor. Görüntüleme teknolojisinin neredeyse nano boyutlara inmesi, sağlık alanında da önemli gelişmelere neden olacak. Küçük hap kameralar sayesinde bugün oldukça zahmetli olan birçok işlem son derece kolaylaşacak. Akılı tuvaletler ve akıllı DNA cipleri sizi sürekli DNA taramasından geçirerek, kanser gibi hastalıkların oluşmasından on yıl önce sizi uyaracak.

Buna benzer şekilde, istediğiniz özel öğretmenler, sanal eğlence, üç boyutlu oyunlar ve şu anda tahmin edemediğimiz birçok uygulama, evinizin ve ofisinizin duvarlarında olacak. Bilgisayar ve ekranların kağıt kadar incelip ucuzlaması, hayatımıza kağıt gibi kullanılıp atılabilen bilgisayarları sokacak.

Peki, bütün bu gelişmeler karşısında girişimcilerin ne yapması gerekiyor? Michio Kaku, değişime direnmeme ve değişimden faydalanma çağrısı yapıyor. Rekabetin artacağı, müşterinin daha fazla bilgi ve veri işleme olanağının olduğu, yani bugünkünden daha fazla kral olduğu günler bizi bekliyor. Bu ortamda hayatta kalabilmek için de markaya ve konumlamaya daha fazla odaklanmak gerekiyor. Bunun yanında pazarlamanın da veri madenciliğine ve büyük veri işlemeye de önemli bir kaynak ayırması gerekiyor.

Güventürk Görgülü
www.icerikfabrikasi.com 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder